Türkiye'de yaşanabilecek olası deprem anında meydana gelecek büyük ekonomik kayıpları telafi etmek adına deprem sigortası adı verilen DASK zorunlu hale getirilmişti. Aradan geçen uzun süreye rağmen ne yazık ki deprem sigortası zorunlu tutulmasına rağmen istenilen seviyeye çekilemedi.
Özellikle de depremde yıkılma riski daha yüksek olan eski binalardaki zorunlu deprem sigortası oranı daha da düşük seviyelerde kaldı. Konuyu değerlendiren İstanbul Aydın Üniversitesi (AFAM) Müdürü Prof. Dr. Mehmet Fatih Altan olası bir deprem anında yıkılma riskinin daha yüksek olduğu belirtilen 2000 senesi ve daha önceki tarihli binaların sadece yüzde 30'unun deprem sigortası yaptırdığını dile getirdi.
2000 SENESİ VE ÖNCESİNDE YAPILAN YIKILMA RİSKİ YÜKSEK ESKİ BİNALARDA DASK ORANI ÇOK DÜŞÜK!
Her an büyük bir depremin olma riskinin son derece yüksek olduğu belirtilen İstanbul'da 2000 senesinden önce yapılan bina sayısını 817 bin 339 adet ve konut sayısını ise 3 milyon 270 bin adet olarak açıklayan Prof. Altan “Deprem sigortası yüzde 57,7’e kadar ulaşmış durumda. Kesilen poliçe miktarının 10 milyonu aştığını görüyoruz.
Yirmi ve kırk yaş diye nitelendirdiğimiz 2000 ve 1980 yılları öncesi yapılarda sigorta oranı yüzde 30’larda kalmış durumda. Depremde hasar görme ve yıkılma tehlikesi yüksek olan 2000 yılı öncesi eski yapılar ciddi oranda tehlike arz ediyor" diyerek durumun ciddiyetine dikkat çekti.
TÜRKİYE'DE ZORUNLU DEPREM SİGORTASI DASK ORTALAMASI YÜZDE KAÇ?
Ülke geneli rakamları da değerlendiren Prof. Altan Türkiye'de son 5 senelik zaman dilimi içerisinde şiddeti 5 ve üzerinde olan 75 depremin yaşandığını belirterek ülke geneli zorunlu deprem sigortası ortalamasının ise yüzde 57 olduğunu dile getirdi. Şu anda Türkiye'de yüksek büyüklükte deprem olma riskine sahip olan 2 şehrin İstanbul ve İzmir olduğunu belirten Altan bu 2 şehirde bulunan eski yapı stokunun son derece fazla olduğunu belirterek kentsel dönüşüm ile beraber mutlaka nüfus yoğunluğunun da azaltılması gerektiğini söyledi.