Tapusu olmayan arazilere tapu çıkartılmak istenmesi öteden beri oldukç.a yaygın istekler arasında yer alıyor. Kanunda bu konuda vatandaşlara sağlanan bazı imkanlar bulunuyor. Ancak çeşitli kanun maddeleri bir arada işletildiği gibi bu sorun bazen kolay çözümlenebildiği bazen de çok karmaşık hukuki meseleleri beraberinde getirebiliyor.
TAPUSUZ ARAZİLERDE MÜLK SAHİPLİĞİ TESPİTİ
İmar Kanunu Madde 18'de tapusuz arazilerin tespit edilebilmesi için çok önemli bir detay bulunmaktadır. Buna göre muhafazası gereken yapıların korunabilmesi amacıyla bu yapılar harita ve diğer gerekli belgeler üzerinde belirtilir. Böylelikle tapusu olmayan arazinin çevresindeki tapulu araziler belli olduğu için herhangi bir hak ihlali de ortaya çıkmaz. Ancak sadece bu maddeden hareketle tapusuz arazinin sahibinin tespiti yapılamamaktadır.
UZUN YILLAR BOYUNCA KULLANILAN TAPUSUZ ARAZİLERİN DURUMU
Tapusuz bir arazinin sahipliğinin tespitinde öncelikle zilyetlik konusuna bakılır. Buna bir örnek verilecek olunursa bir arazi uzun yıllar boyunca bir kişi tarafından kullanılırsa orada zilyetlik oluşur. Bu kişi ilgili arazinin mülkiyetinde hak iddia edebilir. Burada istisnai durumların oluşmaması gerekir. Hak iddia edilen tapusuz arazi için bir başkası geçerli bir gerekçe ile hak iddia etmemelidir. Ayrıca ilgili tapusuz arazi için de mülkiyeti etkileyecek farklı bir kayıt olmamalıdır.
20 YIL KULLANILAN TAPUSUZ ARAZİ İÇİN TAPU ÇIKARILIR MI?
20 yıl boyunca kesintisiz bir şekilde aynı kişi tarafından kullanılan tapusuz bir arazi için mülk sahipliği büyük ihtimalle oluşur. Böyle bir durumda tapu çıkarmak için başvuruda bulunanlar taleplerinin çok büyük bir ihtimalle gerçekleştirebilmektedirler. Ancak tapu çıkarılak olan tapusuz arazi için bir başkası hak iddia etmemelidir. Hak iddiası gerçekleşirse tapusuz arazinin mülkiyeti için farklı hukuki süreçlerin takip edilmesi gerekiyor.