Türkiye’de ev sahibi olma oranında bir süredir düşüş yaşanmaya devam ediyor. 2014 yılında ev sahibi olma oranı yüzde 61,1 olarak açıklanmıştı. 6 yıl sonra yani 2020’de ise ev sahibi olma oranında yüzde 3,3’lük düşüş kaydedilerek yüzde 57,8’e gerileme meydana geldi. Bu 6 yıllık süreçte ise Türkiye’de 5 milyon 330 adet yeni konut inşa edildi. Kiracılık oranı ise aynı dönemde yüzde 4,1 artarak yüzde 26,20’ye çıktı. Konut üretimi yapılmasına rağmen ev sahibi olma oranında meydana gelen düşüşün alım gücündeki gerilemeden kaynaklandığı bildiriliyor.
KONUT ALANLAR YENİDEN KONUT ALDILAR
Ev sahipliği oranı artmazken konut satışlarının yapılıyor olması sektör kaynaklarına göre konut alan kişilerin yeniden konut almalarıyla açıklanıyor. Konut alamayanların ise konut almalarının sağlanması için yine sektör kaynaklarından çeşitli öneriler yapıldı. Buna göre küçük metrekareli konutlar, paylaşımlı ev gibi konseptler, konut kredilerinin vadelerinin 20-25 yıla çıkarılması gibi uygulamaların denenebileceği ifade edildi. Bu kapsamda yılda en az 1 milyon konut üretimi yapılması gerektiği de vurgulandı.
Konuya dair bir değerlendirme yapan İstanbul Gayrimenkul Değerleme’nin kurucu ve yönetici ortağı Ahmet Büyükduman, “Nüfus artış hızı ile hane sayısı da artıyor. Buna karşılık konut sayısında da bir artış meydana geliyor. 2014 yılından itibaren 2 milyon yeni hane oluştu diyelim. Ancak bu süreçte 4 milyon da konut üretildi. Ancak bu haneler ev satın almak yerine kiracılığa yöneldiler. Gelir dağılımındaki bozulmadan dolayı konut sahibi olanlar daha fazla konut almaya başladılar. Bu da yeni haneleri kiracı havuzuna itti.” dedi.
KONUT KREDİSİ VADELERİ 25 YILA ÇIKARILSIN
Babacan Holding Yönetim kurulu Başkanı İbrahim Babacan ise, “Üretim adeti ve hane sayısına baktığımız zaman ya üretilen konutlar satılmadı, ya yatırımcı aldı, ya yabancıya gitti veya da kentsel dönüşüm oldu. Türkiye’de ev sahipliği oranı yükseltilmek isteniyorsa alım gücünün arttırılması gerekiyor. Yurt dışında 20-25 yıllık mortgage kredileri veriliyor. Türkiye’de de konut kredilerinin vade süreleri uzatılmalıdır. Bunun yanında KDV harcı, tapu harçları, yarı mamulde vergi indirimleri yapılarak süreç desteklenebilir. Bu şekilde üretici uygun fiyatla ürettiği konutu aynı şekilde uygun fiyatla satabilir. Konut kredisi faiz oranlarının düşürülmesinden ziyade verilen kredi miktarı ve vade süresi yükseltilmelidir.” şeklinde konuştu.