Türkiye'de tarım arazileri genellikle hisse yoluyla nesilden nesile aktarılmaktadır. Ancak tarım arazilerinin hissedarlar arasında nasıl paylaştırılacağı konusunda bazı tartışmalar yaşanabilmektedir. Bir tarım arazisi üzerinde birden fazla kişi mülkiyet hakkına sahip olursa mal paylaşımının nasıl olacağı, hangi esasların uygulanacağı bilinmemektedir. Bunun bazı hesaplamaları ve çözüm yolları vardır. Tarım arazileri ile normal araziler arasında hissedar paylaşımı konusunda farklı uygulamalar yapılmaktadır.
TARIM ARAZİLERİ HER ZAMAN BÖLÜNEMEYBİLİR
Türkiye'de tarım faaliyetlerinin aksamaması ve tarımsal alanların azalmaması için özel bir uygulama yapılmaktadır. Tarım arazilerinin miras yoluyla bölünerek yok olmasını önlemek için Tarım ve Orman Bakanlığı bazı tedbirler uygulamaktadır. Belirli bir büyüklüğe sahip olmayan tarım arazilerinin miras yoluyla dahi olsa bölünmesine imkan verilmemektedir. Mülkiyet hakkı ortadan kalkmamakla beraber yeterli büyüklüe sahip olmayan arazilerin bölünmesi ve tarımsal üretimin ortadan kalkması engellenmektedir.
Her ilde ve ilçede tarımsal arazilerin en küçük büyüklüğünün ne kadar olabileceği resmi kurumlarca belirlenmektedir. O ilde hangi asgari büyüklükler uygulanıyorsa bir tarımsal arazi o büyüklüğün altına düşemez. Örneğin 6.000 metrekare büyüklüğünde bir tarımsal arazide 3 eşit paylarda hissedar olduğu düşünülsün. Tarım arazisinin bulunduğu il veya ilçede asgari büyüklük 2.500 metrekare olduğu varsayılırsa o tarım arazisinin bölünmesi yapılamaz. Böyle bir durumda bir hissedarın payının diğer hissedarlar tarafından satın alınması ve sonrasında bölünme yapılması gerçekleşebilir.
ARAZİ BÖLÜNEMİYORSA NE OLUR?
Tarımsal arazinin bölünememesi durumunda mülkiyet hakkına sahip olanların mağdur edilmemeleri için bazı formüller devreye alınmaktadır. Aile malları ortaklığı ile kazanç paylı aile malları ortaklığı kurulabilmesi farklı imkanlardan birisidir. Eğer herhangi bir şekilde anlaşma imkanı yoksa tarım arazisi bir bütün halinde satılabilir.