Türkiye'deki çarpık kentleşme ve çürük yapılar, en küçük deprem felaketiyle gün yüzüne çıkıyor ve onlarca insanın hayatına mal oluyor. Emlak uzmanları, Türkiye'deki binaların yardım çığlığı attığını belirterek, kentsel dönüşümün önemini vurguluyor. Uzmanlar, müteahhitlere bir denetim getirilmesini ve herkesin müteahhit olamamasını istiyor.
" Parola rant, işareti beton "
Cumhuriyet'in haberine göre, emlak uzmanı Salim Taşçı, Türkiye'de inşaat alanında son 20 yıl içerisinde yapılan işlemlerin " parola rant, işareti beton " sözleriyle nitelendirdi. Taşçı, millet bahçelerinin birinci derece SİT alanı yapılması gerektiğini, aksi halde 5-6 yıl sonra buraların imara açılarak konut yapılabileceğini söyledi. Millet bahçelerine yapılan milyonluk harcamanın böylelikle boşa gitmeyeceğini savundu.
Türkiye'de her yerin betonla dolduğunu söyleyen Taşçı, her yıl 1 milyon konut satıldığını, Türkiye'nin ise deprem kuşağında olduğunu söyledi. İnşa edilmiş olan binaların " imdat çığlığı " attığını söyleyen Taşçı binaların, " Yıkın beni, dedeniz yaşına geldim, doğru dürüst inşaat yapın " diye bağırdığını söyledi.
Yapıların üçte biri yenilenmeli
İstanbul ve Ankara gibi büyükşehirler başta olmak üzere buradaki yapıların üçte birinin yenilenmesi gerektiğinin altını çizen Taşçı, binaların şehrin aynasını olduğunu fakat Türkiye'deki 'arabesk' yapılaşmanın ranta dayalı geliştiğini ifade etti.
Müteahhitler için de bir düzenleme yoluna gidilmesini isteyen Taşçı, bu alana bir düzenleme getirilmesi gerektiğini vurgulayarak, Avrupa'da 12-14 bin arasında olan müteahhit sayısının Türkiye'de 380 bin olduğunu ve önüne gelenin müteahhit olduğunu söyledi.