Bir süre önce yaklaşık olarak 30 senelik evli olan bir çift Ali Mahkemesine boşanmak üzere başvurdu. Davayı açan kadın eşinin kendisinden habersiz ev satmasını gerekçe göstererek 100 bin liralık tazminat talep etti. Mahkemede erkek tarafından önceki evliliklerinden olan çocuğuna daire vermesiyle eşinin de kendi adına daire istediğini, bu talebi gerçekleşmeyince evi terk ettiği yönünde karar verilse de Yargıtay tarafından son söz söylendi.
YARGITAY KARARI VERDİ!
Davacı kadın tarafından götürülen mahkeme sonucunda ise Yargıtay kararı açıkladı. "Erkeğin kendi adına kayıtlı taşınmazı eşinin görüşünü almadan sattığı anlaşıldığından bu vakıanın davacı erkeğe kusur olarak yüklenmesinin gerektiğini, bu durumda boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-davalı erkeğin tam kusurlu olduğu belirtilerek gerekçenin düzeltilmesine karar verilmiştir." şeklindeki açıklama ile erkek kusurlu sayıldı.
EŞİNİN RIZASININ OLMAMASI GEREKÇE GÖSTERİLDİ!
Erkeğin bu dava sürecinde tam kusurlu sayılmasının nedeni olarak ise "Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yukarıda da belirtildiği üzere; erkeğe 'kendi adına kayıtlı taşınmazı eşinin görüşünü almadan sattığı' vakıasının kusur olarak yüklenildiği, kadından habersiz yapılan bu eylemin ekonomik anlamda güven sarsıcı davranış niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu kusurun kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası şartları kadın yararına oluşmuştur. Hal böyle iken Bölge Adliye Mahkemesince kadının yararına uygun miktarda manevi tazminat hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile manevi tazminatın reddine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir." şeklinde açıklamalar ile kararın gerekçesi ifade edilmiş oldu.