Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, 8 Eylül 1999 yılından önce sigortalı olanların emeklilik hakkı koşullarının değiştirilmesiyle ortaya çıkan EYT konusunda çalışmalara başladı. Sorunun çözümüne yönelik farklı formüller üzerinde duran Bakanlık, çalışmalarını yıl sonuna kadar tamamlayarak EYT yasasını çıkarmayı hedefliyor.
Gündemde EYT tartışmaları devam ederken, birçok kişi ise EYT sorununun nasıl ortaya çıktığını ve EYT’lilerin isteklerinin ne olduğu yönünde araştırmalar yapıyor.
EYT sorunu nasıl ortaya çıktı?
1999 yılında uygulanan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa 4447 sayılı Kanunla eklenen geçici 81’inci maddenin (B) bendi ile 8 Eylül 1999’dan önce sigortalı olanların emekliliği hak etme koşulları değiştirildi. Belirlenen bu tarihten sonra emekliliğe hak kazanmak için sigortalılık süresi, prim günü ve yaş koşulu aranmaya başladı.
Değişiklik yapılmadan önce, emekli olabilmek için sigortalılık süresi ve prim gün sayısındaki koşulların karşılanması yeterli oluyordu. Fakat öncesinde kadınlarda 20, erkeklerde ise 25 yıl sigortalılık süresi ile 5000 gün koşulu yerine getiren kişiler emekli olabiliyordu.
1999 yılında yapılan değişiklik emeklilik şartlarında neyi değiştirdi?
1 Temmuz 1994 yılında ilk kez sigorta girişi olan 1 Ocak 1972 doğumlu erkek çalışan, çalışmaya başladığı dönemde yürürlükte olan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa göre 25 yıl sigortalılık süresini ve 5000 prim gününü tamamladığında emekli olabiliyordu. Bu düzenlemeye göre 25 yıllık sigortalılık süresinin tamamlandığı 1 Temmuz 2019’da 5000 prim günü bulunuyorsa yaş şartı aranmadığı için 47 yaşında emeklilik mümkün oluyordu.
Fakat 1999’da yapılan değişiklik sonrasında aynı işçi, çalışmaya ilk kez 1 Temmuz 1994’te başladığı için 25 yıl sigortalılık süresi, 55 yaş ve 5750 gün prim ödeme koşulunu yerine getirdiğinde emekli olabilme hakkı elde edebiliyor.
Kanun değişikliği ile bu çalışan 8 yıl daha geç emekli oluyor ve 750 gün de daha fazla prim ödemek zorunda kalıyor.