Türkiye ekonomisinde önemli gelişmeler yaşanmaya devam ediliyor. Siyasetin oldukça hareketlenmesi, deprem felaketinde büyük kayıplar verilmesi gibi gelişmeler Türkiye ekonomisi çok yakından etkiliyor. Deprem felaketinin maddi kayıpları çok büyük olurken bu kayıplar henüz ekonomiye tam olarak da yansımadı. Bu gelişmeler yaşanırken Türkiye'nin risk priminde gerilemeler meydana geldi. Bu durumu ise konunun en uzman isimlerinden birisi olan Prof. Dr. Özgür Demirtaş açıkladı.
RİSK PRİMİ NEDEN DÜŞMEYE BAŞLADI?
Sosyal medyada İnci Sözlük platformunun hesabından Özgür Demirtaş'a Türkiye'nin risk primindeki azalmanın nedeni soruldu. Bu soruya kısa bir yanıt veren Prof. Dr. Özgür Demirtaş, "Türkiye'nin risk primi azaldı çünkü finansal piyasalardaki belirsizlikler de azaldı. Belirsizlik ve risk sık sık birbirine karıştırılan ve ama aynı olmayan kavramlardır." dedi.
Risk priminin azalışına dair açıklamasını sürdüren Prof. Dr. Özgür Demirtaş, "Bugün itibari ile Türkiye'nin Ortodoks yani kitabi bilgiye dayanan ekonomik anlayışa geçip geçmeyeceğine dair belirsizlik azaldı. Bu durum risk primine yansıdı." dedi.
Özgür Demirtaş'ın ifade ettiği risk priminde belirsizliğin azaldığı yorumu tamamen siyasi gelişmelerle alakalı olarak değerlendiriliyor. Mevcut hükümetin uyguladığı ekonomi politikası risk priminde köklü bir düşüş sağlayabilen bir yöntem olmadığı biliniyor. Ancak seçimlerin yaklaşması ile beraber piyasalarda buna dair tepkiler oluştu. kesin olmamakla beraber muhalefetin iktidara gelme olasılığı ve bu durumda de ekonomi politikasının değişecek olması ekonomide etkili oluyor. Risk priminde de gerçekleşen gerileme bundan kaynaklanıyor.
Risk primi bir ülkenin ekonomisine duyulan güven olarak ifade ediliyor. Risk primi yüksek olan ülkeler kolay kolay borç bulamıyor ve bulsalar da yüksek faizlerle borç alabiliyorlar. Risk priminin düşük olması durumunda ise ülke ekonomilerine güven duyuluyor, borç bulabilme imkanı artıyor, verilecek olan borca da yüksek faizler uygulanmıyor.