Türkiye ile Sırbistan arasında yapılan son anlaşma gereği iki ülkenin vatandaşları bu ülkeler arasında pasaport olmadan sadece kimlikle giriş ve çıkış yapabilecekler. Sadece kimlikle gidilebilecek ülkeler arasına dahil olan Sırbistan’a gidecek olanların mutlaka görmeleri gereken yerler araştırılmaya başlandı. Peki Sırbistan gezisinde görülmesi gereken yerler nerelerdir?
BELGRAD İLE SEYAHAT BAŞLAMALI!
Sırbistan’a gidecek olanların ilk görmeleri gereken yer başkent Belgrad’dır. Tuna ve Sava nehirlerinin birleştiği alanda kurulmuş olan Belgrad hem tarihsel dokusu hem de modern yapısı ile önemli bir kenttir. Kalemegdan Parkı ile kalesi size Belgrad’ı alçak bir tepeden seyretme imkanı verecektir. Bunun yanında çok canlı bir şehir olan Belgrad’da turistik alanlar oldukça fazladır.
NOVİ SAD
Doğu Avrupa’da tarih boyunca kültür ve eğitimin ana merkezlerinden birisi olan Novi Sad genellikle Sırbistan’ın Atinası olarak adlandırılmaktadır. Bu bölgede Habsburg mirasının neoklasik mimari özellikleri görülmektedir. Özgürlük meydanı bu ziyarette mutlaka görülmelidir. Bölgenin en güzel yapıları bu meydanın çevresinde konuşlanmıştır.
ZEMUN
1918 yılına kadar Avusturya – Macaristan İmparatorluğu’na ait olan Zemun bu dönemde Belgrad’ın banliyösü haline gelmiştir. Gardos Tower’da Zemun, Belgrad ve Tuna manzarasını izlemek paha biçilemez bir turistik faaliyet olarak gösterilmektedir. Nehir kıyısında çok sayıda turistik tesis bulunurken yazın plajlar en uğrak mekanlar haline gelmektedir.
KOPAONİK ULUSAL PARKI
Sırbistan sınırları içerisinde bulunan dağ silsilesinin en yüksek tepeleri bu bölgedir. 1981 yılında ulusal park ilan edilmiştir. Kayak ve snowboard tesisleri ile kış turizminde Avrupa’nın önemli merkezlerinden birisidir. Deniz seviyesinden 1700 metre yukarıdadır. Konaklama açısından herhangi bir sıkıntı bulunmazken çevrede küçük kasabalar görülmeye değer.
DAVOLJA VAROS
Şeytanın Kasabası anlamına gelen Davolja Varos önemli turistik merkezlerdendir. Peri bacalarına benzeye 202 kaya formasyonu büyük ilgi çekmektedir. Bu kayaları izleyebilmek için ise değişik yerlerde ahşap iskeleler bulunmaktadır. 13. yüzyıldan kalma altın madeni de ziyaret edilebilir. Ayrıca bu bölge maden suyu açısından oldukça zengindir.