Mobbing kavramı son zamanlarda çalışma hayatında sıkça gündeme geliyor. Neredeyse tüm çalışanların maruz kaldığı baskılar mobbing başlığı altında toplanıyor. İş yerinde bir kişi ya da birkaç kişinin psikolojik baskı, şiddet, düşmanca davranış ve tacizi mobbing olarak adlandırılıyor. Bu davranışların mobbing sayılması için de kasıtlı ve sürekli yapılıyor olması gerekiyor. Kavramlara bakıldığında iş hayatında olan hemen hemen her çalışanın bunlara maruz kaldığını görülüyor. Bazı çalışanlar mobbinge sessiz kalırken bazı çalışanlar da haklarını savunarak konuyu mahkemeye taşıyor. Mahkeme kararları çoğu zaman çalışanı koruyacak yönde veriliyor.
MOBBİNG NASIL İSPATLANIR?
Yeni Asır'dan Faruk Erdem'in haberine göre mobbinge maruz kalan çalışanın bunu ispat etmesi gerekiyor. Çalışanın deliller sunarak ispatlaması durumunda işverenin de ispatlama yükümlülüğü bulunuyor. İş Kanunu'nda yer alan Eşit Davranması İlkesi kapsamında iş ilişkilerinde dil, din, ırk, renk, cinsiyet, engellilik gibi nedenler ile ayrımcılık yapılamaz. Bunun yanı sıra işveren tam zamanlı çalışan işçi ile yarı zamanlı çalışan işçiye de farklı işlemler yapamaz. Çalışanlara cinsiyet nedeniyle daha düşük ücret verilemez. Çalışma hayatında bu sebeplerden herhangi biri nedeniyle davranılması durumunda işçi, 4 aylık ücreti kadar tazminat ve yoksun bırakıldığı haklarını da talep edebilir.
İŞÇİ İSPAT ETMEK ZORUNDA
İşverenin İş Kanunu'nda yer alan maddelere aykırı davranması durumunda işçi bunu ispatlamak zorunda. İşçi delil sunduğunda işveren de bu delillerin geçersiz olduğunu ispatlamak zorundadır. İşçi mobbingi ispatladığı zaman bundan sonraki süreç işvereni ilgilendiriyor. Yargıtay 22. Hukuk Dairesi tarafından mobbinge ilişkin alınan kararda, mobbing için illa kişilik haklarına ağır şekilde saldırı olması gerekmediği, işçinin mobbinge maruz kaldığına dair kuşku uyandıracak olayları ileri sürmesinin yeterli olduğu ifade edildi. İşçiler mobbing durumlarında Çalışma Bakanlığı'nın ALO 170 hattı üzerinden ihbarda bulunabiliyor.