Ev sahipleri ile kiracılar arasında sayısız mesele yaşanabiliyor. Tüm bunların hukuki boyutları ve neticeleri merak ediliyor. Taraflar arasında kurulan ilişkinin saygı sınırları çerçevesinde yürütülmesinin büyük bir önemi bulunuyor. Bu kurulması gereken sınırı aşanlar için ise hukuki yaptırımlar gündeme gelebiliyor. Ancak bu meselede kiracıların çok daha yapıcı bir tavır takınmaları gerekiyor. Aksi durumda mesele hakaret davasından tahliye davasına ulaşabiliyor.

KİRACIYA BEDELİ AĞIR OLUR

Kiracılar kira sözleşmesi ile kendilerini güvence altına alıyorlar. Bu kira sözleşmesi kiracılara çok geniş haklar verdiği gibi bazı sorumluluklar da yükleyebiliyor. Kiralanan eve kiracının özenle bakması bu sorumlulukların başında geliyor. Ancak Yargıtau’ın emsal kararları ile bu eve özenle bakma meselesinin boyutunun çok farklı olduğu ve kiracıların ilk anda anladıkları kapsamda bulunmadığı ortaya çıkıyor.

Bir kiracının kiralanan eve özenle bakması demek ilgili kararlara göre ev sahibi ve ailesi ile saygılı bir ilişki kurmasından komşular ile iyi geçinmeye kadar varabiliyor. Bundan dolayı kiracının ev sahibine hakaret etmesi sadece sıradan bir hakaret meselesi olmaktan çıkıyor. Ev sahibi kendisine edilen bu hakareti gerekçe göstererek kira sözleşmesinin feshi için yasal süreç başlatabilir. Bu durumda kiracıyı kira sözleşmesi kurtaramayacaktır.

Kiracının ev sahibine hakaret ettiği bir şekilde belgelenebiliyorsa veya şahitler ile ispat edilebiliyorsa mahkemede kira sözleşmesinin feshi ve kiracının evden tahliyesi şeklinde karar çıkabiliyor. Bu durumda kiracı zorunlu olarak evden çıkarılacaktır. Ayrıca bununla da kalınmayacak ev sahibi kiracı aleyhinde bir de hakaret davası açabilecektir. Bundan dolayı kiracıların ev sahipleri ile saygı çerçevesinde bir ilişki tesis etmeleri gerekmektedir.