6 Şubat depreminde yaşanan büyük yıkım sonrasında kentsel dönüşümün önemi bir kere daha ortaya çıkmış, depremin değil, çürük binaların öldürdüğü gerçeği bir kere daha yüzlere vurmuştu. Yaşanan olumsuzluklara rağmen ne yazık ki kentsel dönüşüm projelerinde yaşanan sorunlar aşılamıyor.

Bir yandan yükselen konut kredisi faiz oranları ve inşaat maliyetleri kentsel dönüşüme darbe vururken bir yandan da hisseli tapu sorunları yaşanıyor. Hissedarların tümünün ortak anlaşmaya varması mümkün olmazken bu da projelerin hızını kesiyor. Konutların çoğunun birden fazla sahibi olması kentsel dönüşüm projelerine sekte vuruyor.

KAÇAK KAT ÇIKILAN BİNALAR SORUN YAŞATIYOR!

Hak sahibi kentsel dönüşüm öncesinde tek başına bir taşınmazın tamamının sahibi iken dönüşüm sonrasında hissesi oranında bir taşınmazda üç, dört ya da daha fazla ortaklı paylı mülkiyet sahibi olabileceğinin altını çizen avukat Barış Özdemir, "Bu durumda hukukumuz gereğince her ortak kendi payı üzerinde tasarruf hakkına sahip olacağından maliklerin sürekli olarak değiştiği bir ortaklık içine girebilirler" dedi.

İskanı olmayan binalarda yaşanan sorunlardan biri de kaçak kat olarak öne çıkıyor. Kaçak kat çıkılan binalarda iskanı olmayan kişiler kentsel dönüşümde hak kaybına uğrayacakları için onay vermiyor. Arsa tapusu olan iskansız binalarda bu nedenle hak kaybı endişesi yaşayan kişilerde kentsel dönüşüme karşı çıkıyor ve rıza göstermiyor. Özellikle de İstanbul'da bu tipte çok sayıda bina bulunurken bu da deprem riski yüksek olan şehirde sorunun çözümünü imkansız hale getiriyor.