Mülkiyet Hakkı ve Kamulaştırmasız El Atma Yöntemi Hakkında Anayasa Mahkemesi Yeni Emsal Karar Açıkladı!
Hukuki el atma yöntemi hakkında binlerce davaya emsal oluşturacak bir karara imza atıldı. Sözcü Gazetesi yazarlarından Erdoğan Süzer tarafından yapılan habere göre belediyelerin sıklıkla kullanmış oldukları hukuki el atma yolu ile gayrimenkule el koyma hakkında anayasa mahkemesi tarafından açıklanan kararı duyurdu.
Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından 2013 senesinde yapılan el koyma nedeni ile Anayasa Mahkemesi tarafından alınan karar kapsamında vatandaşın mülkiyet hakkının ihlal edildiği yönünde karar alındı. Verilen karar şu anda aynı nedenden açılan binlerce dava için emsal karar oluşturacak.
EL ATMA YÖNTEMİ İLE KAMULAŞTIRMA DAVASINDA EMSAL KARAR ÇIKTI!
Davaya konu olan olay Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından 1997 senesinde Yenimahalle İlçesi Yuva köyünde yer alan ve tamamı vatandaşlara ait olan 45 bin 656 metrekarelik alan için verilen kentsel rekreasyon alanı ilan edilmesi ile başladı. Söz konusu arsada hissesi olan bir vatandaş kamulaştırmasız el atma sebebiyle tazminat davası açtı.
Açılan dava 2021 senesinde sonuçlandı ve vatandaş tazminat almaya hak kazandı. Ancak belediye de bu dava aracılığıyla mahkemeden arsadan bir miktar payı kendi adına kaydettirilmesi yönünde karar aldırmayı başardı. Daha sonra 1 Ağustos 2013 tarihinde arsa tapuya tecil ettirildi.
Tescil işleminin 1 gün öncesinde iki vatandaş arsa ortaklarından alımda bulundu. Belediye yıl sonunda karar alarak plan değişikliği yaptı ve bölgeyi rekreasyon alanına çevirdi. Plan değişimi ile arsa değeri rekor seviyede artarken ABB 2015 senesinde ön alım hakkını kullanarak 2 vatandaşa tapu iptal davası açtı.
Belediye arsaların tutarını ise rayiç bedel üzerinden ödemek yerine tapudaki düşük satış bedelinden ödeme yapması üzerine vatandaşlar mülkiyet hakkının iptali iddiası ile dava açtı. Uzun süren yargılama ve karşılıklı itirazların sonrasında Anayasa Mahkemesi hak ihlali olduğuna kanaat ederek vatandaşlar lehine karar verdi.
“Başvurucuların tapusunun iptal edilmesinin kamu yararı ile bireysel yarar arasındaki dengeyi başvurucular aleyhine bozduğu ve mülkiyet hakkının ihlal edilmesine yol açtığı kanaatine varılmıştır” ifadelerine yer verilen karar aynı zamanda benzer davalar için emsal karar olması açısından da büyük önem taşıyor.