Yatay mimari, enine gelişen ve az katlı konut projelerinde kullanılan bir terim. Dikey mimarinin şehirlerin siluetini bozması sonrasında gündeme geldi ve her geçen gün de daha fazla yaygınlaşmaya devam ediyor. Dikey yapılardan uzaklaşan ve yatay mimariye geçen şehirlerde hem şehrin silueti bozulmuyor hem de insanları da olumlu etkiliyor. Bu tarz yapılar sayesinde insanlar daha sosyal ve doğayla daha fazla iç içe oluyor.

Yatay mimari ülkemizin kültürüne ve tarihi dokusuna da uyumlu. Bu nedenle de şehirleşmede estetik değerlerin korunmasını da destekliyor. Yatay mimarinin teşvik edilmesi için yeni imar yönetmeliklerinde ek maddeler de yer alıyor. Yeni düzenlemelerin taban alanı kullanımını %40'tan %60 oranına çıkarması bekleniyor. Böylece yatay mimari projeleri gelecekte daha çok uygulanmaya başlanacak. Yatay mimarinin avantajları olduğu kadar dezavantajları da bulunuyor.

YATAY MİMARİNİN AVANTAJLARI

Yatay mimarinin yaygınlaşması ile şehrin bölgelerinde çok kat farkları olmayacak. 2-5 kat arasındaki binalar daha fazla olacak. 20 katlı bir binada 200 kişi yaşarken yatay mimaride 10-15 kişi yaşayacak. Komşuluk, mahalle kültürü, sosyalleşme faaliyetleri artıyor.

YATAY MİMARİNİN DEZAVANTAJLARI

İstanbul gibi büyükşehirlerin içerisinde bungalov tarzında evler yapılması halinde insanların arazi problemleri yaşaması bekleniyor. Bu nedenle de arazinin başarılı bir şekilde kullanılması, alandan tasarruf edilmesi için dikey binalar tercih ediliyor. Klasik bir konutun üst üste yerleştirilmesi yerden tasarrufu sağlıyor. İnşaat faaliyetlerinde masraflar minimuma iniyor.