Kripto para tarihinde bir ilk! Ethereum bu kritik metrikte Bitcoin’i sollamayı başardı!
Kripto para piyasası toplam değeri Kasım 2021’de 3 trilyon dolar seviyesine kadar ulaştı. Bu süreçte Bitcoin (BTC) fiyatı 69 bin dolar ile tüm zamanların fiyat rekorunu kırarken, en büyük altcoin olan Ethereum (ETH) da 4 bin 850 dolar ile tüm zamanların fiyat rekorunu kırdı.
Bu aşamadan sonra başlayan düşüşlerle birlikte piyasanın toplam değeri 1 trilyon doların altına sarktı, Bitcoin fiyatı 17 bin 600 doları ve Ethereum da 880 doları gördü. Yerel dip belirleyen bu varlıklardan Ethereum, güncel verilerde bir metrikte Bitcoin’i geride bırakmayı başardı. İşte detaylar…
ETHEREUM, ALTCOINLERİN NEFES ALMASINI SAĞLADI
Kripto para piyasasında hala ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz artırma “tehditlerinin” etkileri görülmeye devam ediyor. Fed, yükselen enflasyona karşı faiz artırma ve parasal sıkılaştırma adımları uygularken, Fed’in şahin tonda adımları riskli varlıklar üzerinde ve özellikle kripto paralarda ayı sezonunun sürmesine neden oluyor. Her ne kadar kripto para piyasasında ayı sezonu etkileri görülüyor olsa da Ethereum, altcoinler için umutlu bir veriyi ortaya koyabildi. 880 dolara kadar geriledikten sonra 2.000 doları test etmeyi başaran Ethereum, altcoinlerin nefes almasını sağladı.
KRİPTO PARALAR TARİHİNDE BİR İLK!
Bilindiği üzere Ethereum ağında 15 Eylülde Merge güncellemesi gerçekleşecek ve bu güncelleme için piyasada heyecanlı bekleyiş devam ediyor. Merge öncesinde gerçekleşen Test Net’in başarıyla tamamlanması, Ethereum’a olan talepleri artırdı. The Block Research tarafından paylaşılan verilere göre Ethereum’un vadeli işlemlerindeki hacmi, kripto para tarihinde ilk kez Bitcoin’i geride bıraktı.
ETH PİYASA DEĞERİ İLE BITCOIN’İ GEÇEBİLİR Mİ?
Ethereum bu metrikte Bitcoin’i geçti ve birçok uzman ve analist, ilerleyen yıllarda Ethereum’un, piyasa değeriyle de Bitcoin’i geçeceğine inanıyor. Ancak eldeki veriler şu an için bu durumun çok zor olduğunu gösteriyor. Analistler, Ethereum’un kripto para sektörünün zirvesine çıkması için kurumsal yatırımcıların pay sahibi olması gerektiğini belirtiyor. Analistlere göre ancak böyle bir talep yoğunluğunda ilerleyen yıllarda bu senaryonun gerçeğe dönüşebileceğini ifade ediyor.