AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Canikli önemli açıklamalara imza atarak gündem belirledi. Nurettin Canikli özellikle Naci Ağbal'ın Merkez Bankası Başkanlığı görevinden neden alındığına dair yaptığı açıklamalarla dikkat çekti.

NURETTİN CANİKLİ'DEN MERKEZ BANKASI AÇIKLAMASI

Merkez Bankası Başkanlık makamı hakkında açıklama yapan Nurettin Canikli, “Merkez Bankası başkanlarına kanun ile verilen öncelikli görev fiyat istikrarının sağlanmasıdır. Bugüne kadar görev yapan tüm Merkez Bankası başkanları bu görevi yerine getirmişlerdir. Bir Merkez Bankası başkanının bu görevin dışına çıkmasının imkanı yoktur. Hükümetlerin temel hedefi olan istikrarlı büyüme de kontrol edilebilen fiyatlar ile gerçekleşebilir. Para politikası araçları da bu bağlamda dizayn edilir.” dedi.

Ekonominin tek bir dengeden ibaret olmadığını söyleyen Nurettin Canikli, “Pozitif reel faiz bir değerde dengelenmeli, negatif reel faizden kaçınılmalıdır. Pozitif reel faizin optimal seviyede olması da bir zorunluluktur. Optimal seviyenin altındaki reel faiz dolarizasyonu durduramaz. Optimal seviyenin üzerindeki reel faiz ise ekonomi için yeni maliyetlere neden olur. Üretim, istihdam, ihracat hedefleri olumsuz etkilenir. Finans kuruluşlarının aktif kalitesi bozulur. Optimal reel faiz için yol gösterici ensturmanlardan birisi de piyasa beklentileridir. Piyasa beklentileri faizin sınırını belirler. Piyasa beklentilerinin üzerine çıkılması ekonomiye yük getirir. Ayrıca enflasyon beklentilerini de yükseltir. Fiyatlamalar da yüksek enflasyon beklentisi ile realize olur. Böyle bir durumda Merkez Bankası fiyat istikrarını sağlamlaştırmak için büyük zorluklar yaşar.” ifadelerini kullandı.

MERKEZ BANKASI BAŞKANI NACİ AĞBAL NEDEN GÖREVDEN ALINDI?

Naci Ağbal'ın görevden alınmasının nedenini isim vermeden açıklayan Nurettin Canikli, ”Hükümetin optimal pozitif reel faizin belirlenmesinde para politikası araçlarının rasyonel bir şekilde kullanmadığını ve bu nedenle de ekonomiye büyük bir mali yük getirdiğini düşündüğü Merkez Bankası başkanının değiştirilmesi piyasalara karşı yapılmış bir meydan okuma değildir. Yalnızca ekonominin kaynaklarının ve para politikası araçlarının verimli ve etkili kullanılması için hassasiyet göstermektedir. Türkiye ekonomisi 19 yıldır piyasa kurallarından taviz vermemiştir. İç dış şokların yaşandığı dönemlerde dahi sermaye hareketlerinin liberalizasyonu sağlanmıştır. Bundan sonra da böyle bir anlayış devam edecektir.” şeklinde konuştu.

Emlak365.com