Türkiye'nin büyük bir merakla beklediği kabine toplantısı bugün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yönetiminde yapıldı. Sel ve heyelan felaketleri ve orman yangınları nedeniyle defalarca ertelenen toplantıdan çıkacak olan kararlar merak ediliyordu. Alınan kararları Cumhurbaşkanı Erdoğan uzun bir açıklama yaparak duyurdu.

SEL VE ORMAN YANGINI AÇIKLAMALARI

Orman yangınları hakkında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tüm dünyada doğa felaketleri yaşanmaya devam ediliyor. Dünya geneilinde yangınlarla boğuşulmaktadır. Ülkemizdeki yangınlarda bir kısmında terör örgütünün sabotajı izlerini tespit etsek de genel bir afet ile karşı karşıyayız.

Hava şartları nedeniyle yangınların önüne geçilmesinde zorlanılmıştır. Devletimiz yangınlar ilk çıktığı andan itibaren vatandaşlarımızın yanında yer almıştır. Yangınlara tüm araçlarımızla müdahale edilmiştir. Büyük yangınların tamamı kontrol altına alınmış ve soğutma çalışmaları sürmektedir.

Ormanların yanısıra tarımsal alanlar da zarar görmüştür. Yangınlarda hayvancılık yapan vatandaşlarımızın hayvanları da zarar görmüştür. Orman yangınlarıyla canları pahasına mücadele eden kahramanları unutmadık, unutmayacağız.

Yangınlarda zarar gören vatandaşlarımızın kayıpları için gereken her şey yapılacaktır. Sadece Antalya'da ve Muğla'da 2486 bağımsız bölümün hasar gördüğü tespit edilmiştir. Bunlar 1 yıl içerisinde yapılacaktır. Tüm hayvan telefleri ücretsiz karşılanacaktır. Yanan ormanlarımız tekrar canlandırılacak ve kesinlikle başka bir amaç için kullanılmayacaktır.

84 milyon vatandaşımızın her biri için 3 adet fidan yıl bitmeden toprakla buluşturulacaktır. Yanan yerleri en kısa sürede yeniden ağaçlandıracağız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.

Bakanlarımız ve milletvekillerimiz yangın bölgelerinde devletimizi temsilen yer almış ve kurumlarımız seferber olmuştur. Afet bölgesi ilan ettiğimiz yerlerdeki vatandaşlarımıza çok sayıda destek ve erteleme imkanı sağladık.” dedi.

AFET BÖLGELERİNE VERGİ ERTELEMESİ VE KREDİ DESTEĞİ

Sel felaketleri konusunda da konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Karadeniz kıyılarımızdaki şehirlerimiz sel felaketlerine maruz kalmıştır. Yoğun yağışlar nedeniyle büyük afetler meydana gelmiştir. Böyle büyük yağışlara hiçbir alt yapının dayanması mümkün değildir. Buralarda elbette imardan ve alt yapıdan kaynaklanan sorunlar vardır ama tarihin en büyük afetlerinden birisinin gerçekleştiğini görmezden gelemeyiz.

Sel nedeniyle evleri ve işyerleri su ve moloz altında kalan vatandaşlarımıza hemen yardımlar yapılmaya başlanmıştır. 3 ilde yüzlerce konut hasar görmüştür. Yeni yapılacak evlerin projeleri hazırlandı. Yakında inşaatlara da başlıyoruz. Afet bölgesi ilan ettiğimiz yerlerde vergi ertelemelerinden kredi desteğine kadar çok sayıda imkanı vatandaşımızın hizmetine sunduk.

AFAD yardım kampanyası kapsamında kabine üyeleri olarak 7 milyon 430 bin TL'lik yardımla katılım gösteriyoruz. Çok sayıda vatandaşımızı kaybettik. En büyük üzüntülerimiz de onlardır. Yağışların Karadeniz'de devam edeceği görülüyor. Bu konuda vatandaşlarımızı ve bölgedeki kurumları tedbirli olmaya davet ediyorum.

Son yıllarda meydana gelen depremlerden sonra şehirlerimizi nasıl ayağa kaldırdığımız dünya biliyor. Yangın ve sel nedeniyle oluşan yıkımları da hızla telafi edeceğpiz. Sel yıktığı evleri daha iyi yapacağız, yangının tahrip ettiği ormanları daha gür oluşturacağız.” ifadelerini kullandı.

KORONAVİRÜS AŞISI AÇIKLAMALRI

Koronavirüs salgını hakkında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Salgının ilk gününden itibaren halkımıza sunduğumuz sağlık hizmetleri ile ülke olarak farkımızı ortaya koyduk. Salgının üstesinden başarıyla geldik. Özellikle şehir hastanelerinin bu konuda ne kadar önemli bir görev gördüğünü tüm vatandaşlarımız gördü.

Üretimin kesintisiz devam etmesini sağlayarak istihdamda dramatik düşüşlerin ortaya çıkmasını engelledik. Salgına karşı en güçlü mücadele olan aşılamada da dünyada ilk sıralarda yer alıyoruz. Aşı tedariki konusunda sıkıntısız bir ülkeyiz.

Yerli aşı geliştirme çalışmalarında da kullanım ve üretim kapasitesine geçmeyi yıl sonunda düşünüyoruz. 87 milyon doz aşı yaptık. Ülkemizde bazı kesimlerin hala aşıya tereddütle yaklaşıldığını görüyoruz. Aşı çalışmaları gönüllülük esasıyla yürütülüyor ve buna da devam edecek. Aşı dışında bir korunma yöntemi bulunmuyor." şeklinde konuştu.

ZORUNLU AŞI OLMAYACAK AMA...

Aşılama konusunda konuşan CUmhurbaşkanı Erdoğan, "İş yerlerinden eğitim kurumlarına, sosyal faaliyetlerden diğer tüm alanların huzurla yürütülmesi için hepimizin aşı olması gerekmektedir. Son dönemlerde sorun yaşayan koronavirüs hastalarının neredeyse tamamını aşı olmayan vatandaşlarımız oluşturmaktadır.

Tüm vatandaşlarımıza bir kez daha aşılarını derhal olmaları çağrısında bulunuyorum. Ülkemizin bu musibetin zararlarında süratle kurtulması bu konuda elde edeceğimiz başarıya bağlıdır. Eylül ayında okullarına kavuşmayı bekleyen milyonlarca öğrencimizin ve iş hayatının devamını sağlamak için aşılamayı tamamlamalıyız." dedi.

ÖĞRETMENLERE, UÇAK VE OTOTBÜS SEYAHATLERİNE PCR TESTİ ZORUNLULUĞU GELDİ

Aşının zorunlu olmayacağını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Okullarda yüz yüze eğitimin başlaması ile öğrencilerle irtibatlı aşı olmayan personellerin yani öğretmenlerin en az haftada iki kez PCR testi yaptırmalarını isteyeceğiz. Aşısız üniversitelilerden de düzenli PCR testi talep edeceğiz. Uçak ve otobüs seyahatlerinde, sinema ve diğer sosyal faaliyetlerde PCR testlerini zorunlu olarak isteyeceğiz.” şeklinde konuştu.

DÜZENSİZ GÖÇMEN AÇIKLAMASI

Düzensiz göçmen konusunda da açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Anadolu'ya çok farklı coğrafyalarda yakın tarihimizde göçler olmuştur. Asırlar boyunca Anadolu garipler yurdu olarak anılmıştır. Bu topraklara gelip geri çevrilen kimse yoktur. Yakın coğrafyamızda bir süredir bazı olaylar yaşanmış ve Anadolu'ya göç dalgaları olmuştur.

Bulgaristan'dan gelen göçmen kardeşlerimizi hatırlıyoruz, Bosna'dan gelen kardeşlerimizi hatırlıyoruz. Suriye'de 2011 yılında başlayan savaş nedeniyle ülkemize sığınan kardeşlerimiz oldu. Bir süredir de Güney Asya'daki yoksulluktan nkaçarak ülkemize gelenler oldu. Türkiye herkesin elini kolunu sallayarak girip çıkabileceği bir ülke değil.

Devletimiz 84 milyon vatandaşımızın güvenliğinden sorumludur. Bununla beraber kapımıza gelen insanlara sırtımızı dönecek cibiliyette değiliz. Şu anda yaklaşık 5 milyon kişiye ev sahipliği yapmaktayız. Bunun yanında sınırlarımızdan kaçak giriş yapanlar da mevcuttur. Bunu engellemek için de çalışmalarımızı arttırdık.” açıklamasını yaptı.